advancing, future, fond, forward

listen to the pronunciation of advancing, future, fond, forward
İngilizce - Türkçe

advancing, future, fond, forward teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

coming
geliş

Onu üst kata gelişini gördüm. - I saw him coming upstairs.

Hepimiz onun gelişini gördük, değil mi? - We could all see it coming, couldn't we?

coming
önümüzdeki

Önümüzdeki hafta geri dönüyorum. - I'm coming back next week.

Tom ve Mary önümüzdeki cuma akşamı bir hoş geldin partisi verecek. - Tom and Mary are having a house-warming party this coming Friday evening.

coming
başarılı

Başarılı bir yerel çocuk eve geliyor. - A successful local boy is coming home.

coming
gelecek

O bu akşam gelecek mi? - Will he be coming this evening?

O, bu öğleden sonra beni görmeye gelecek. - She will be coming to see me this afternoon.

coming
gelen

Dikkat! Gelen bir araba var. - Look out! There's a car coming.

Merdivenlerden yukarı gelen birisi var. - There's somebody coming up the stairs.

coming
varış
coming
ilerleyen
coming
{f} gel

Lütfen geç geldiğimden dolayı beni affet. - Please pardon me for coming late.

O İngiltere'den geliyor. - She is coming from England.

coming
gelmekte olan
coming
{i} gelme

Onun işe genellikle geç gelmesi yeterince kötüydü fakat sarhoş gelmesi bardağı taşıran son damlaydı ve ben onun işine son verdireceğim. - It was bad enough that he usually came to work late, but coming in drunk was the last straw, and I'm going to have to let him go.

Köpeğinin benim bahçeme gelmesini engelleyemez misin? - Can't you keep your dog from coming into my garden?

coming
istikbal vaat eden
coming
(isim) geliş, yaklaşma, varış, gelme
coming
yaklaşan

Yaklaşan Yeni Yılın size ve ailenize neşe getirmesini dileriz. - We want to wish you and your family all the joys of a coming New Year.

Yaklaşan bir doğum günüm var. - I've got a birthday coming up.

coming
{i} geliş, yaklaşma
coming
dili sosyeteye takdim ediliş
coming
gelen gelecek
İngilizce - İngilizce
{a} coming
advancing, future, fond, forward