Mary salatasının içine biraz kavrulmuş ceviz koydu.
- Mary put some roasted pecans into her salad.
Kavrulmuş yer fıstığı yiyorum.
- I'm eating roasted peanuts.
Kenya'da, kızartılmış termitler Ugali ile birlikte yenir.
- In Kenya, roasted termites are eaten with Ugali.
Bu et iyi kızartıldı.
- This meat is roasted well.
Tom ve arkadaşları kamp ateşinin etrafında oturdu ve hatmileri kızarttı.
- Tom and his friends sat around the campfire and roasted marshmallows.