ademi

listen to the pronunciation of ademi
Türkçe - İngilizce
decentralization
ademi iktidar
impotence
ademi merkeziyet
decentralization
ademi merkeziyet sistemi
(Hukuk) decentralisation
ademi merkeziyet usulü
decentralization
ademi tecavüz
nonaggression
adem
nonexistence
adem
dead
Adem
Adam

He is a relative of Adam. - O, Adem'in bir akrabasıdır.

Men have Adam's apples. - Erkeklerde Adem'in elmaları var.

adem
lack, absence
adem
nonexistence, nothingness; death
adem
nonexistence; dead
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) yokluğa âit, yoklukla ilgili
ADEMÎ
(Osmanlı Dönemi) Yokluğa ait. Ademle ilgili Bak: Vukuât
ÂDEMÎ
(Osmanlı Dönemi) İnsanlardan olan, insana âit, insana dair ve müteallik
ADEMİ EHLİYET
(Hukuk) Ehliyetsizlik, yeteneksizlik, ehliyetin ortadan kaldırılması hali
ADEMİ KABUL
(Hukuk) Kabul etmeme
ADEMİ MESULİYET
(Hukuk) Sorumsuzluk
ADEMİ RIZA
(Hukuk) Razı olmama; onaylamama
ADEMİ RİAYET
(Hukuk) Riayetsizlik; uymama
ADEMİ SELAHİYET
(Hukuk) Yetkisizlik
ADEMİ TAHSİS
(Hukuk) Tahsis etmeme, özgülememe
ADEMİ TEDİYE
(Hukuk) Ödememe; ticaret senetlerinin vadesi geldiği halde ödenmemesi
ADEMİ TENAKUZ
(Hukuk) Çelişki bulunmaması; çelişkisizlik
ADEMİ TENASÜP
(Hukuk) Uyumsuzluk, oransızlık
ADEMİ TESİR
(Hukuk) Tesirsizlik,; etkili olamama
ADEMİ VÜSUK
(Hukuk) Gerçek olmama, güvenilir olmama, sağlam olmama, belgelendirilememe
ADEMİ İFA
(Hukuk) Ödemezlik
ADEMİ İMKAN
(Hukuk) İmkansızlık, olanaksızlık, olamazlık
ADEMİ İNKITA
(Hukuk) Keilmezlik; kesilmeme
ADEMİ İSTİMA
(Hukuk) Dinlememe; davanın dinlenememesi
ADEMİ İTAAT
(Hukuk) İtaatsizlik
ADEMİ İŞTİRAK
(Hukuk) İştirak etmeme, katılmama, katılamama
ademi abesiyet
(Osmanlı Dönemi) boşluk ve lüzumsuzluğun olmayışı
ademi af
(Osmanlı Dönemi) affedilmez
ademi ifa
(Osmanlı Dönemi) yapılması gerekli işi yapmama, vazifesini yerine getirmeme
ademi ilim
(Osmanlı Dönemi) ilmimiz ve bilgimiz dahilinde olmayan
ademi intizam
(Osmanlı Dönemi) intizamsızlık, düzensizlik
ademi israf
(Osmanlı Dönemi) israfsızlık
ademi kabul
(Osmanlı Dönemi) kabul etmeme
ademi mesuliyet
(Osmanlı Dönemi) sorumsuzluk, mesuliyetsizlik
ademi nimet
(Osmanlı Dönemi) nimetsizlik. Nimetin yokluğu
ademi rü'yet
(Osmanlı Dönemi) bir şeyin görünmemesi
ademi rüyet
(Osmanlı Dönemi) bir şeyin görünmemesi
ademi sırf
(Osmanlı Dönemi) yokluğa mahkum. Yokluk
ademi taalluk
(Osmanlı Dönemi) ilgisi olmayan, alakâsı bulunmayan
ademi tasdik
(Osmanlı Dönemi) tasdik etmeme, doğrulamama
ademi vuku
(Osmanlı Dönemi) olmamış gibi, olmadığına dâir
ademi vücud
(Osmanlı Dönemi) olmayan; yokluk
ADEM
(Osmanlı Dönemi) Fakirlik. (Vücudun zıddı)(Bir zaman -küçüklüğümde- hayalimden sordum: "Sana bir milyon sene ömür ve dünya saltanatı verilmesini, fakat sonra ademe ve hiçliğe düşmesini mi istersin? Yoksa, bâki, fakat âdi ve meşakkatli bir vücudu mu istersin?" dedim. Baktım ikincisini arzulayıp birincisinden "Âh!" çekti. "Cehennem de olsa beka isterim." dedi. R.N.)(Eğer sen dalâlette boğulup çıkamıyorsan; yine cehennemin vücudu bin derece idam-ı ebediden hayırlıdır. Ve kâfirlere de bir nevi merh
ADEM
(Hukuk) Bulunamama, yokluk
ADEM
(Osmanlı Dönemi) Yokluk, olmama, bulunmama
adem
Yokluk, hiçlik, ölüm: "Ne civarda bir köy var, ne bir evin hayali / Sonun ademdir diyor insana yolun hâli."- F. N. Çamlıbel
adem
(Osmanlı Dönemi) yokluk, hiçlik, olmama, bulunmama
adem
Yokluk, hiçlik, ölüm
ÂDEM
(Osmanlı Dönemi) İnsan. İlk insan ve ilk peygamber (A.S.)Allah ilk insan olarak Âdem'i, sonra eşi Havva'yı yaratmıştır. Bugünkü insanlar onlardan türeyip çoğalmıştır. Bazı dine tâbi olmıyanlar, insanın maymun soyundan bir hayvandan türediğini iddia ederler. Bu iddia kasıtlıdır, çünki ilmî isbatı yapılamamıştır. Lâboratuarlarda küçük canlılar üzerinde yapılan çalışmalar göstermiştir ki, canlının genetik yapısında meydana gelen değişiklik sonucu türeyen yeni canlı, ana-babasından daha mükemmel değil; dejenere olmuş, soysuzla
Âdem
(Osmanlı Dönemi) ilk insan ve ilk peygamber
ademi