Amerika'da çoğu suçlu uyuşturucuya bağımlıdır.
- Many criminals in America are addicted to drugs.
O, kokaine bağımlıdır.
- He is addicted to cocaine.
Tom çikolatalı kurabiyelere düşkündür.
- Tom is addicted to chocolate cookies.
Sami sosyal medyaya düşkündü.
- Sami was addicted to social media.
Tatoeba'da cümleleri Fransızcadan İngilizceye çevirmeye tutkunum. İspanyolca da beni son derece cezbediyor.
- I'm addicted to translating sentences from French into English on Tatoeba, and Spanish is tempting me sorely.
Mrs. Smith in televizyon bağımlısı olduğunu söyleyebilirsin.
- You could say that Mrs. Smith is a television addict.
Tatoeba bağımlılıktır.
- Tatoeba is addictive.
He became addicted to drugs.
Cidden bağımlı olduğumu düşünüyorum.
- I think I'm seriously addicted.
Benim hakkımda bilmen gereken bir şey bilgisayar oyunlarına bağımlı olduğumdur.
- Something you should know about me is that I'm addicted to computer games.
Sami sosyal medyaya düşkündü.
- Sami was addicted to social media.
Sami ona çok düşkündü.
- Sami was so addicted to that.
She became more addicted to crack than she had ever been to heroin.