Instead of sending somebody on your behalf, you had better go and speak in person.
- Senin adına birini göndermek yerine, sen gitsen ve şahsen konuşsan daha iyi olur.
The lawyer spoke convincingly on behalf of his client.
- Avukat müvekkili adına ikna edici bir şekilde konuştu.
She spoke in behalf of the homeless.
- O, evsizler adına konuştu.
We are here in the name of Jesus Christ and King Charles.
- İsa Mesih ve Kral Charles adına buradayız.
Fadil commited a heinous crime in the name of love.
- Fadıl, aşk adına iğrenç bir suç işledi.
I thank you on behalf of my son.
- Oğlumun adına size teşekkür ederim.
The vice-president attended the ceremony on behalf of the president.
- Başkan yardımcısı törene başkan adına katıldı.
The vice-president attended the ceremony on behalf of the president.
- Başkan yardımcısı törene başkan adına katıldı.
I would like to express our thanks on behalf of my colleagues.
- İş arkadaşlarım adına teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum.
She spoke for the homeless.
- O evsizler adına konuştu.
He attended the meeting for his father.
- Babasının adına toplantıya katıldı.