Bu yemek iki kişi için yeterlidir.
- This meal is adequate for two.
Onun kendisi şiir olmadıkça, şiirle ilgili hiçbir tanım yeterli değildir.
- No definition of poetry is adequate unless it be poetry itself.
Tatoeba külliyatındaki tüm cümleleri, dil eğitimi için doğru ve uygun saymak tehlikelidir.
- It's dangerous to assume that all of the sentences in the Tatoeba Corpus are correct and suitable for language study.
Kışın, önceden uygun hazırlık yapmadan bir dağa tırmanacak kadar aptal değilim.
- I'm not stupid enough to climb a mountain in the winter without first making adequate preparations.
Ne yazık ki, Nuh'un gemisi ejderhalar, dinozorlar ve tek boynuzlular için uygun bir ortam değildi.
- Sadly, Noah's ark was not an adequate environment for dragons, dinosaurs and unicorns.