Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

act of one who takes; something taken

listen to the pronunciation of act of one who takes; something taken
İngilizce - Türkçe

act of one who takes; something taken teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

taking
{i} alış

Onun her sabah kahvaltıdan önce yürüme alışkanlığı vardı. - He was in the habit of taking a walk before breakfast every morning.

Onun kahvaltıdan önce yürüme alışkanlığı vardı. - He was in the habit of taking a walk before breakfast.

taking
(Ticaret) işgal
taking
çevirim
taking
filme alma
taking
alarak

Zehir alarak kendini öldürdü. - She killed herself by taking poison.

Zehir alarak kendini öldürdü. - He killed himself by taking poison.

taking
{f} al
taking
{s} cazip
taking
hoşa gidecek surette
taking
takinglyalıcı tavırla
taking
sevimli
taking
{s} çekici
taking
the takings ele geçen para
taking
{i} ele geçirme
taking
{i} çalkalanma
taking
{i} alma

O, paranın kendi payına düşenini almakta tereddüt etmedi - He did not hesitate in taking his share of the money.

Tom parayı almakla suçludur. - Tom was guilty of taking the money.

taking
{i} telaş
taking
{s} bulaşıcı
taking
{i} sallanma
taking
{s} ilginç

Neden trenlerin resimlerini çekmek çok ilginç? - Why is taking pictures of trains so interesting?

Trenlerin resimlerini çekmek neden ilginçtir? - Why is taking pictures of trains interesting?

İngilizce - İngilizce
{i} taking
act of one who takes; something taken