acillik

listen to the pronunciation of acillik
Türkçe - İngilizce
instancy
urgency
state of being urgent
immediacy
acil
immediate

You need immediate medical attention. - Acil tıbbi mücadeleye ihtiyacın var.

Only an immediate operation can save the patient's life. - Sadece bir acil operasyon hastanın hayatını kurtarabilir.

acil
urgent

Tom has gone to Boston on urgent business. - Tom acil bir iş için Boston'a gitti.

Tom received an urgent message to call his wife. - Tom karısını araması için acil bir mesaj aldı.

Acil
emergency

What number should I call in case of an emergency? - Acil durumda hangi numarayı aramalıyım?

This is an emergency. - Bu acil bir durumdur.

acil
pressing

We have something pressing to discuss. - Tartışacak acil bir şeyimiz var.

Time is pressing, and quick action is needed. - Zaman baskı yapıyor ve acil eylem gerekli.

acil
{s} instant

Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access. - Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.

acil
insistent
acil
burning
acil
exigency
acil
urgency
acil
direful
acil
dire
acil
(Askeri) pan
acil
demanding attention
acil
importunate
acil
exigent
acil
casualty department
acil
swift, quick
acil
urgent, immediate, pressing, burning
acil
crying
İngilizce - İngilizce

acillik teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

acil
American Council of Independent Laboratories
Türkçe - Türkçe

acillik teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

ACİL
(Osmanlı Dönemi) Ahiret
ACİL
(Osmanlı Dönemi) Sonraya bırakılmış. Bir vâdeye bağlı
Acil
evgin
Acil
ivedi
acil
Hemen yapılması gereken, ivedi, ivedili, evgin, müstacel
acil
İvedi, ivedili
ÂCİL
(Osmanlı Dönemi) Çabuk
ÂCİL
(Osmanlı Dönemi) Aceleci
ÂCİL
(Osmanlı Dönemi) Fık: Dünya
ÂCİL
(Osmanlı Dönemi) Derhal. Peşin
ÂCİL
(Osmanlı Dönemi) Acele eden. Hemen
acillik