I don't see any reason for rushing.
- Ben acele etmek için herhangi bir neden görmüyorum.
Be more careful. Rushing through things is going to ruin your work.
- Daha dikkatli ol.Her şeye acele etmek işlerini berbat edecektir.
You have to hurry up so you'd catch the last train.
- Son treni yakalamak için acele etmek zorundasın.
You have to hurry up.
- Acele etmek zorundasın.
We've really got to hurry.
- Gerçekten acele etmek zorundayız.
I said we don't have to hurry.
- Acele etmek zorunda olmadığımızı söyledim.
You'd better hurry up.
- Acele etsen iyi olur.
Hurry up or you'll miss the train.
- Acele et, yoksa treni kaçıracaksın.
Although you rushed, you're not ready.
- Acele etmene rağmen, sen hazır değilsin.
There's no need to rush.
- Acele etmeye gerek yok.
Hurrying leads to mistakes being made.
- Acele etmek hataların yapılmasına yol açar.
Don't hurry if there's no purpose to your hurrying.
- Acele etmen için bir amacın yoksa acele etme.
Take your time, or you may make some mistake.
- Acele etmeyin, yoksa hata yapabilirsiniz.
Take your time, or you may make some mistakes.
- Acele etme, yoksa bazı hatalar yapabilirsin.
Nick hurried to catch the bus.
- Nick otobüsü yakalamak için acele etti.
He hurried so as to be in time for the train.
- Trene zamanında yetişmek için acele etti.
Although you rushed, you're not ready.
- Acele etmene rağmen, sen hazır değilsin.
Sami rushed to pick up Layla from school.
- Sami, Leyla'yı okuldan almak için acele etti.
I don't see any reason for hurrying.
- Ben acele etmek için herhangi bir neden görmüyorum.
Hurrying leads to mistakes being made.
- Acele etmek hataların yapılmasına yol açar.
We have time, there's no rush.
- Acele etmeyin, zamanımız var.
There's no need to rush.
- Acele etmeye gerek yok.
Hurry up, or you will be late for the last train.
- Acele et, yoksa son treni kaçıracaksın.
Hurry up. You'll be late for school.
- Acele et. Okula geç kalacaksın.