accurately depicting what is real

listen to the pronunciation of accurately depicting what is real
İngilizce - Türkçe
doğru neyin gerçek olduğunu gösteren
truthful
doğrusu
truthful
doğrusözlü
truthful
dürüst

Tom dürüsttü, sanırırm. - Tom was truthful, I think.

Tom muhtemelen dürüst olacak. - Tom will probably be truthful.

truthful
kesin
truthful
gerçeklik
truthful
{s} doğru

Tom'un doğru olduğunu düşünüyorum. - I think Tom is truthful.

Bana göz göre göre yalan söylemeyi sürdürürken benden doğru sözlü olmamı bekleme. - Don't expect me to be truthful when you keep lying to me so blatantly.

truthful
{s} doğrucu

Sami doğrucu bir insan değildi. - Sami wasn't a truthful person.

Doğrucu olmaya çalışıyordum. - I was trying to be truthful.

truthful
{s} gerçek

Onun gerçekçi olduğunu sanmıyorum. - I don't think he is truthful.

Gerçekten cevap vereceksin, değil mi? - You will answer truthfully, won't you?

truthful
{s} doğru sözlü

Tom doğru sözlü olmalıydı. - Tom should've been truthful.

Tom çok doğru sözlü değildi. - Tom wasn't very truthful.

truthful
{s} samimi
truthful
hakikaten
truthful
doğru/doğrucu
truthful
{s} gerçeğe uygun

Tom gerçeğe uygun davranıyor, değil mi? - Tom is being truthful, isn't he?

truthful
truthfullydoğru olarak
truthful
gerçekten

Gerçekten cevap vereceksin, değil mi? - You will answer truthfully, won't you?

truthful
truthfulnessdoğruluk
truthful
{s} içten
İngilizce - İngilizce
truthful
accurately depicting what is real

    Heceleme

    ac·cu·rate·ly depicting what I·s re·al

    Türkçe nasıl söylenir

    äkyırıtli dîpîktîng hwʌt îz ril

    Telaffuz

    /ˈakyərətlē dəˈpəktəɴɢ ˈhwət əz ˈrēl/ /ˈækjɜrətliː dɪˈpɪktɪŋ ˈhwʌt ɪz ˈriːl/