Toz tavan arasında birikmişti.
- Dust had accumulated in the attic.
Masanın üstünde toz birikmiş.
- Dust had accumulated on the desk.
O büyük bir servet biriktirdi.
- He accumulated a large fortune.
Tüccar, savaş sonrası döneminde muazzam servet biriktirdi.
- The merchant accumulated tremendous fortune during the postwar era.
O büyük bir servet biriktirdi.
- He accumulated a large fortune.
Tom büyük bir servet biriktirdi.
- Tom accumulated a large fortune.
O büyük bir servet biriktirdi.
- He accumulated a large fortune.
O akıllıca yatırım yaparak, bir servet biriktirmiş.
- By investing wisely, she accumulated a fortune.
... came into office, we inherited a deficit that was over a trillion dollars. It accumulated ...