Bizim anlaşma uyarınca o bana kişisel sorular sormaya son verdi.
- In accordance with our agreement, he stopped asking me personal questions.
İki ülke arasındaki bu anlaşmazlıklar, uluslararası hukuka uygun olarak çözülmelidir.
- These disputes between the two nations should be solved in accordance with international law.
İki ülke arasındaki bu anlaşmazlıklar, uluslararası hukuka uygun olarak çözülmelidir.
- These disputes between the two nations should be solved in accordance with international law.
Faiz oranlarının ödünç alanların iş riskine uygun olarak tespit edildiğini biliyorum.
- I know that interest rates are fixed in accordance to the borrower's business risk.
Geleneğe göre, gelin uyumlu olmalıdır.
- According to custom, the bride should be compliant.
Onun konuşması duygularıyla uyum sağlamadı.
- His speech did not accord with his feelings.
Biz silah azaltma konusunda onlarla anlaşmak istiyoruz.
- We hope to come to an accord with them about arms reduction.
Bizim anlaşma uyarınca o bana kişisel sorular sormaya son verdi.
- In accordance with our agreement, he stopped asking me personal questions.
Faiz oranlarının ödünç alanların iş riskine uygun olarak tespit edildiğini biliyorum.
- I know that interest rates are fixed in accordance to the borrower's business risk.
İki ülke arasındaki bu anlaşmazlıklar, uluslararası hukuka uygun olarak çözülmelidir.
- These disputes between the two nations should be solved in accordance with international law.
Onun konuşması duygularıyla uyum sağlamadı.
- His speech did not accord with his feelings.
Faiz oranlarının ödünç alanların iş riskine uygun olarak tespit edildiğini biliyorum.
- I know that interest rates are fixed in accordance to the borrower's business risk.
İki ülke arasındaki bu anlaşmazlıklar, uluslararası hukuka uygun olarak çözülmelidir.
- These disputes between the two nations should be solved in accordance with international law.
Dün tanıştığım yaşlı adama göre hamamböcekleri yenilebilir ve o kadar kötü tad vermez.
- According to the old man I met yesterday, cockroaches can be eaten and don't taste all that bad.
Tom sonunda Mary'yi akordeonunu ona ödünç vermesi için ikna etti.
- Tom finally talked Mary into lending him her accordion.
Bu dergiye göre, en sevdiğim aktris önümüzdeki ilkbahar bir caz müzisyeniyle evlenecek.
- According to this magazine, my favorite actress will marry a jazz musician next spring.
Ayağını yorganına göre uzat.
- Cut your coat according to your cloth.
Oyunu yeni kurallarına göre oynadık.
- We played the game in accordance with the new rules.
Japonya anayasasına göre imparator, Japon devletinin ve Japon halkının birliğinin sembolüdür.
- In accordance with Japan's constitution, the emperor is a symbol of the Japanese state and the unity of the Japanese people.
In strict accordance with the law - Thomas Babington Macaulay.
hy actions to thy words accord;.
Those sweet accords are even the angels' lays.
These all continued with one accord in prayer.
But Satyrane forth stepping, did them stay // And with faire treatie pacifide their ire, // Then when they were accorded from the fray.
The Geneva Accord of 1954 ended the French-Indochinese War.
er hands accorded the Lutes musicke to the voice;.
In respect of the protection of industrial property, a refugee shall be accorded in the country in which he has his habitual residence the same protection as is accorded to nationals of that country.