Benim onun kitaplığına erişimim var.
- I have access to his library.
Tüm öğrencilerin kütüphaneye erişimi var.
- All students have access to the library.
Dosyalarımıza giriş için FTP'nin nasıl kullanılacağına dair bilgileri ekledim.
- I have attached instructions on how to use FTP to access our files.
Onların kütüphaneye giriş izinleri var.
- They have access to the library.
Dağın zirvesine erişmek zordur.
- Access to the mountaintop is difficult.
Uzak bilgisayarlarıma erişmek için sık sık SSH'ı kullanırım.
- I often use SSH to access my computers remotely.
Ben aksesuarlar olmadan çıplak hissediyorum.
- I feel naked without accessories.
Konsol veya aksesuarları yüksek sıcaklık, yüksek nem ya da doğrudan güneş ışığına maruz bırakmayın. (5 °C ile 35 °C veya 41°F ile 95°F aralığında sıcaklığa sahip bir ortamda kullanın)
- Do not expose the console or accessories to high temperatures, high humidity or direct sunlight (use in an environment where temperatures range from 5 °C to 35 °C or 41 °F to 95 °F).
Her şahıs memleketin kamu hizmetlerine eşitlikle girme hakkını haizdir.
- Everyone has the right of equal access to public service in his country.
Kablo olmadan internete ulaşmak mümkündür.
- It is possible to access the Internet without a wire.
Uzak bilgisayarlarıma erişmek için sık sık SSH'ı kullanırım.
- I often use SSH to access my computers remotely.
Nedense benim e-postama erişemedim.
- For some reason I couldn't access my e-mail.
Yere kara yoluyla ulaşılamaz.
- The place is not accessible by land.
Şehre demir yolu ile erişilebilir.
- The town is accessible by rail.
The only accession which the Roman empire received was the province of Britain. - Edward Gibbon.