He's really an oddball.
- O gerçekten acayip bir kimse.
Tom gave me the oddest look.
- Tom bana en acayip görüntüyü verdi.
What's the weirdest thing you've ever eaten?
- Bugüne kadar yediğin en acayip şey ne?
Tom has a lot of weird ideas.
- Tom'un bir sürü acayip fikirleri var.
There's something strange about this house.
- Bu evle ilgili acayip bir şey var.
People no longer consider it strange for men to let their hair grow long.
- İnsanlar artık erkeklerin saçlarını uzatmalarına acayip olarak bakmıyorlar.
She bears an uncanny resemblance to Marilyn Monroe.
- O, Marilyn Monroe'ya acayip bir benzerlik taşımaktadır.
It is outrageous that you should spend so much money.
- Bu kadar çok para harcamanız acayip.
I believe in many different spooky things.
- Birçok farklı acayip şeylere inanıyorum.
That religious cult has got some pretty off the wall ideas.
- O dini mezhebin bazı acayip fikirleri var.
Sometimes he can be a strange guy.
- Bazen acayip bir adam olabiliyor.