Şiddetli yağmur, onların kalkışını erteledi.
- The heavy rain made them put off their departure.
O, kalkış için hazırlandı.
- He got ready for departure.
Ayrılışını niçin ertelediğini biliyor musun?
- Do you know why he put off his departure?
Bu bilet için ayrılış tarihini değiştirebilir misiniz?
- Could you change the departure date for this ticket?
Gidişini Pazara kadar erteledi.
- He put off his departure till Sunday.
Gidişini ertelemeye karar verdi.
- He decided he would put off his departure.
Çim'de, hareket istasyonuna gitmek ve tren biletleri orada almak zorundasın.
- In China, you have to go to the departure station and buy train tickets there.