abur cubur

listen to the pronunciation of abur cubur
Türkçe - İngilizce
junk food

Tom eats too much junk food. - Tom çok fazla abur cubur yer.

Tom doesn't allow his children to eat junk food. - Tom çocuklarının abur cubur yemesine izin vermez.

all sorts of food eaten casually; nonsense, silly
haphazard, confused, incoherent (speech)
ordinary, commonplace (person)
food eaten in casual snacks
snack

Salted pretzels were the favourite snack of the kids. - Tuzlu krakerler çocukların en sevdiği abur cuburdu.

You can't be hungry. You had a snack a few minutes ago. - Aç olamazsın. Birkaç dakika önce abur cubur yedin.

this and that
{i} tuck
(Gıda) junk

junk food = abur cubur besin değeri az olan yiyecek.

Tom doesn't allow his children to eat junk food. - Tom çocuklarının abur cubur yemesine izin vermez.

Instead of eating real food, we just ate junk food all day. - Gerçek yemek yeme yerine, sadece tüm gün abur cubur yedik.

kickshaw
abur cubur düşkünü
junkaholic
abur cubur yemek
to eat greedily
ıvır zıvır abur cubur
this and that
aburcubur
junk food
Türkçe - Türkçe
İşe yaramayan, boş
Sırası, tadı, yararı gözetilmeksizin rastgele yenilen şeyler
abur cubur