Trene yetişmek için bol miktarda zamanın var.
- You have plenty of time to catch the train.
Masada bol miktarda taze yumurta var.
- There are plenty of fresh eggs on the table.
Kalan pek çok şey var.
- There's plenty of stuff left.
Pek çok insana danıştık.
- We consulted plenty of people.
Bu yıl bol yağmur vardı.
- We have had plenty of rain this year.
Masada bol miktarda taze yumurta var.
- There are plenty of fresh eggs on the table.