Bir kitabın özetini çıkardım.
- I made an abstract of a book.
Ben makaleyi okumadım ama özeti okudum.
- I didn't read the paper, but I read the abstract.
Bilgisayarların hiçbiri yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.
- None of the computers can continue to run with a burnt card.
Sınıf arkadaşlarımdan hiçbiri buraya yakın yaşamazlar.
- None of my classmates live near here.
Bilgisayarların hiçbiri yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.
- None of the computers can continue to run with a burnt card.
Bu günlerden biri bu günlerden hiçbiri değil.
- One of these days is none of these days.
Soyut modern sanatı anlamada güçlük çekiyorum, özellikle Mondrian.
- I have difficulty understanding abstract modern art, especially Mondrian.
Senin açıklaman benim için çok soyut.
- Your explanation is too abstract for me.
Onun sizinle bir ilgisi yok.
- It's none of your business.
Sizinle bir ilgisi yok.
- That's none of your business.
Hiç kimse onu Tom'un yapabildiği kadar iyi yapamaz.
- None can do it as good as Tom can.
Herkes için bir arkadaş hiç kimse için bir arkadaştır.
- A friend to all is a friend to none.
Onların hiçbirinin karısı yok.
- None of them have wives.
Onlar yolcu hanına girdi ve üçü masaya yerleşti fakat onlardan hiçbirinin iştahı yoktu.
- They entered the inn and the three settled down at the table, but none of them had an appetite.
Soyut modern sanatı anlamada güçlük çekiyorum, özellikle Mondrian.
- I have difficulty understanding abstract modern art, especially Mondrian.
Bazı soyut sanatları anlaması zordur.
- Some abstract art is difficult to understand.
Herhangi biri mi yoksa hiç biri mi?
- Any of them or none of them?
Hiç birimiz Fransızca bilmiyor.
- None of us speak French.
He abstracted out the square root function.