absent; gone; at a distance; as, the master is away from home

listen to the pronunciation of absent; gone; at a distance; as, the master is away from home
İngilizce - Türkçe

absent; gone; at a distance; as, the master is away from home teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

away
uzakta

Bütün yolu sadece onun evden uzakta olduğunu anlamak için yürüdüm. - I went all the way to see her only to find her away from home.

İstasyon iki metre uzakta. - The station is two meters away.

away
başka yere gitmişolmak
away
deplasman maçı
away
(zarf) uzakta, uzağa, uzak, durmadan, yok, bir yana, devamlı
away
{s} rakip sahada
away
devamlı
away
kapılmak
away
yok

Onun kaçmaktan başka seçeneği yoktu. - He had no choice but to run away.

Tom o yokken Mary'nin onun eviyle ilgileneceğine güvenemiyor. - Tom can't trust Mary to look after his house while he's away.

away
bir tarafa
away
bir yere

Tom'un güvenli bir yere gizlenmiş biraz parası var. - Tom has some money stashed away.

Balon rüzgar tarafından bir yere taşınıyordu. - The balloon was carried away somewhere by the wind.

away
buradan

Buradan birkaç sokak ileride oturuyor. - She lives a few blocks away from here.

O buradan hemen ayrıldı. - She left here right away.

away
-dan
away
deplasmanda oynanan
away
durmadan

Tüm öğleden sonra durmadan uyudum. - I slept the whole afternoon away.

away
-den
away
başka yönde
away
buradan, şuradan, oradan: Go away! Git buradan!
away
kesip atmak
away
carry away alıp götürmek
İngilizce - İngilizce
away
absent; gone; at a distance; as, the master is away from home