Tom Mary'nin söylemek zorunda olduğu şeyi herhangi bir heyecan göstermeden dinledi.
- Tom listened to what Mary had to say without showing any emotion.
Bazen duyguları göstermemek elimde değil.
- Sometimes I can't help showing emotions.
İnsanlar sadece ne olduklarını göstererek düzeltilebilir.
- Men can only be corrected by showing them what they are.
Onlara biraz büyü göstererek çocukları eğlendirdi.
- He amused the children by showing them some magic.
Sence bizi film gösterimine davet edecekler mi?
- Do you think they will invite us to the film showing?
Onu bana gösterir misin?
- Would you mind showing me that?