abideleştirmek

listen to the pronunciation of abideleştirmek
Türkçe - İngilizce
to commemorate anıtlaştırmak
to make someone or something a lasting symbol
to make (someone, something) a lasting symbol
commemorate

İlgili Terimler

abide
monument

This monument is dedicated to the soldiers who gave their lives to their country. - Bu abide ülkeleri için hayatlarını veren askerlere adandı.

abide
memorial
Abide
landmark
abide
monument built in honor of a deceased person or past event
abide
monument, memorial anıt
abide
abode
İngilizce - İngilizce

abideleştirmek teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

İlgili Terimler

abide
To stand the consequences of; to answer for; to suffer for
abide
To endure; to sustain; to submit to
abide
To stay; to continue in a place; to have one's abode; to dwell; to sojourn; -- with with before a person, and commonly with at or in before a place

Let the damsel abide with us a few days.

abide
To wait for, to be prepared for, to await, to watch for

Bonds and afflictions abide me.

abide
{v} to stay in a place, dwell, bear, support
Abide
put up with something or somebody unpleasant; "I cannot bear his constant criticism"; "The new secretary had to endure a lot of unprofessional remarks"; "he learned to tolerate the heat"; "She stuck out two years in a miserable marriage"
Abide
dwell; "You can stay with me while you are in town"; "stay a bit longer--the day is still young"
abide
To bear patiently; to tolerate; to put up with
abide
To remain stable or fixed in some state or condition; to continue; to remain
abide
If you can't abide someone or something, you dislike them very much. I can't abide people who can't make up their minds see also abiding, law-abiding = can't stand
abide
To stay; to continue in a place; to have one's abode; to dwell; to sojourn; with with before a person, and commonly with at or in before a place
abide
To wait for; to be prepared for; to await; to watch for; as, I abide my time
abide
To wait; to pause; to delay
abide
{f} stay; live, dwell; continue; tolerate, put up with; wait; comply, submit, obey, conform
abide
To stay; to continue in a place; to have ones abode; to dwell; to sojourn; -- with with before a person, and commonly with at or in before a place
Türkçe - Türkçe
Anıtlaştırmak

İlgili Terimler

ABİDE
(Osmanlı Dönemi) Tarihte yüksek ve hâkim bir mevkide olan vak'aları veya büyükleri yaşatmak için yapılan bina
ABİDE
(Osmanlı Dönemi) Bir milletin târihinde büyük bir değeri hâiz olan vak'a
ABİDE
(Osmanlı Dönemi) Fesahat ve belâgatı dolayısıyle benzeri söylenemeyen şiir
ABİDE
(Hukuk) Anıt; bir kişinin veye olayın hatırasına dikilen yapı
ABİDE
(Osmanlı Dönemi) Azametiyle, güzelliğiyle insanı hayrete uğratan mebani. (Süleymaniye ve Ayasofya câmileri gibi.) Uzun müddet yaşıyan edebî, ilmi, sinai eserler
ABİDE
(Osmanlı Dönemi) Uzun müddet dillerde destan olup kalan beliye ve dâhiye
ABİDE
(Osmanlı Dönemi) Geçmiş devirlerden kalma tarihi veya bedii kıymeti olan binalar, kaleler ve harabeleri. *
abide
Anıt
abide
(Osmanlı Dönemi) tapınak. İbâdet edilecek yer
abideleştirme
Anıtlaştırmak işi
İngilizce - Türkçe

abideleştirmek teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

İlgili Terimler

abide
devam etmek
abide
{f} kurala uymak
abide
katlanmak
abide
kalmak
abide
{f} tahammül etmek
abide
sadık kalmak (vaade/karara)
abide
tahammül etme
abide
baki kalmak
abide
bağlı kalmak
abide
durmak
abide
oturmak
abide
dözmek
abide
bir yerde kalmak
abide
olmak
abide
çıdamak
abide
tahammül et
abide
tab getirmek
abide
çekmek
abide
yaşamak
abide
gözlemek
abide
sabit durmak
abide
{f} by -e uymak, -e riayet etmek
abide
mukim olmak abide by sebat etmek
abide
{f} beklemek
abide
sakin olmak
abide
{f} çekmek, tahammül etmek; -e
abide
itaat etmek durmak
abide
(fiil) tahammül etmek, katlanmak, çekmek; kurala uymak, sadik kalmak; kalmak, beklemek
abide
{f} by -e göre hareket etmek/davranmak; (vaade/karara) sadık kalmak
abideleştirmek