abendessen

listen to the pronunciation of abendessen
Almanca - Türkçe
[das] akşam yemeği
{'a: bıntesın} s akşam yemeği
s. 'a: bıntesın akşam yemeği
rabbani
akşam yemeği

Akşam yemeğine davetlim olur musunuz? - Ich möchte Sie zum Abendessen einladen.

Dün akşam karım ve ben akşam yemeği için bir arkadaşa gittik. - Gestern Abend gingen meine Frau und ich zu einem Freund zum Abendessen.

İngilizce - Türkçe

abendessen teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

supper
akşam yemeği

Biz her akşam 6:00'da akşam yemeğini yeriz. - We have supper at six every evening.

Annem akşam yemeği hazırlamanın zamanı olduğunu belirtti. - Mother mentioned that it was about time to prepare supper.

supper
{i} hafif akşam yemeği
supper
akşam yemek

Öğle ve akşam yemeklerini saat kaçta yersin? - At what time do you eat lunch and supper?

have dinner
akşam yemeği ye

İş yapılır yapılmaz, genellikle beş buçuk civarında, akşam yemeği yemek için eve gelirim. - Once the work is done, usually around half past five, I come home to have dinner.

Onlar altıda varırlar ve sonra hep birlikte akşam yemeği yeriz. - They will arrive at six, and then we will all have dinner.

supper
son akşam yemeği
dinners
yemekleri

Bu gece TV yemekleri yiyoruz. - We're having TV dinners tonight.

Biz gerçekten bütün bu insanlara biftek yemekleri almayacağız, değil mi? - We're not really going to buy all these people steak dinners, are we?

dinnertime
akşam yemeği
dinnertime
yemek zamanı
dinnertime
{i} yemek vakti
have dinner
akşam yemeği yemek

Bir restoranda akşam yemeği yemek istiyorum. - I want to have dinner at a restaurant.

Benimle akşam yemeği yemek için gel. - Come have dinner with me.

have dinner
yemek yemek

Bu akşam benimle yemek yemek ister misin? - Do you want to have dinner with me tonight?

Bu akşam evimde yemek yemek ister misin? - Would you like to have dinner at my place tonight?

supper
hazreti İsa'nın son akşam yemeği
supper
yemekli gece toplantısı
Almanca - İngilizce
supper

Taro, the supper is ready! - Taro, das Abendessen ist fertig!

You are to do your homework before supper. - Du musst deine Hausaufgaben vor dem Abendessen machen.

suppers
evening meal
to have a dinner
to be having one's dinner
dinnertime
dinners

He ordered three dinners. - Er hat drei Abendessen bestellt.

She ordered three dinners. - Sie hat drei Abendessen bestellt.

have dinner

Uncle Bob invited us to have dinner. - Onkel Bob lud uns zum Abendessen ein.

Would you like to have dinner with me tonight? - Würdest du heute Abend gerne mit mir Abendessen?

Abendessen (als Hauptmahlzeit)
dinner
Abendessen inbegriffen
evening meal included
(frühes) Abendessen
high tea (tea at dining table)
Das Abendessen hat mir geschmeckt.
I enjoyed my supper
Dieses Abendessen kostet Sie 60$.
That dinner will set you back $60
Essen (Mittag- oder Abendessen)
dinner
Sehen wir uns zum Abendessen?
Are you on for dinner tonight?
zum Abendessen verabredet sein
to have a dinner engagement
das Abendessen
the dinner