Şevkle çalıştıktan sonra meyve ve suyla canlandık.
- After working zealously, we were refreshed by fruit and water.
Yardım için istekli bir çalışandı.
- She was a zealous worker for charity.
Tom gayretli, değil mi?
- Tom is zealous, isn't he?
O, işi için hiç gayret göstermedi.
- She shows no zeal for her work.
Onu büyük bir hevesle yaptı.
- He did it with great zeal.