a young person

listen to the pronunciation of a young person
İngilizce - Türkçe

a young person teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

youth
gençlik

Gençlik ve cinsiyetiyle ilgili bilgi işine karşı bir ön yargıya sebep olmasın diye Bayan Cockburn adını gizledi. - Mrs Cockburn concealed her name lest the knowledge of her sex and youth should produce a prejudice against her work.

Birçok büyük insan gençliklerinde zorluklardan geçmişlerdir. - Many great men went through hardship during their youth.

youth
nevcivan
youth
dadaş
youth
gençlik evresi
youngster
delikanlı

Delikanlı iken şarkı söylemeye başladım. - I began to sing when I was a youngster.

youngster
çocuk
youngster
genç adam
youth
genç adam
youth
genç

Onlar, Tom'un gençliğinde hangi zorlukları yaşadığını bilmiyorlar. - They don't know what difficulties Tom went through in his youth.

Gençlik ve cinsiyetiyle ilgili bilgi işine karşı bir ön yargıya sebep olmasın diye Bayan Cockburn adını gizledi. - Mrs Cockburn concealed her name lest the knowledge of her sex and youth should produce a prejudice against her work.

young person
genç

O seçkin genç bir kişiye rastladı. - He came across an outstanding young person.

Genç bir kişi seni görmek istiyor. - A young person wants to see you.

young person
gepegenç
youngster
{i} yavru
youth
(isim) gençlik, dinçlik, bahar, delikanlılık, delikanlı, tazelik, genç, gençler
youth
{i} bahar
youth
{i} gençler

Gençler bahçede yerler. - The youth eat in the garden.

Gençlerden oluşan bir grup yaşlı adama saldırdı. - A group of youths attacked the old man.

İngilizce - İngilizce
a young person

    Heceleme

    a young per·son

    Türkçe nasıl söylenir

    ı yʌng pırsın

    Telaffuz

    /ə ˈyəɴɢ ˈpərsən/ /ə ˈjʌŋ ˈpɜrsən/

    Videolar

    ... can make a difference in terms ensuring that every young person in America, regardless ...