Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

a young (especially attractive) woman

listen to the pronunciation of a young (especially attractive) woman
İngilizce - Türkçe

a young (especially attractive) woman teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

chick
{i} civciv

İncil'e göre, pelikan civcivlerini kendi kanıyla besledi. - According the bible, the pelican fed its chicks with its own blood.

Tom civcivleri bir karton kutuya koydu. - Tom put the chicks in a cardboard box.

chick
piliç

Bu piliç çok pişirilmiş. - The chicken is overcooked.

Tabakta bir parça piliç, bir patates ve biraz yeşil bezelye vardı. - On the plate was a piece of chicken, a potato and some green peas.

chick
{i} argo genç kız, piliç
chick
(Spor) amigo kız
chick
(Argo) çıtır
chick
parça

Tabakta bir parça piliç, bir patates ve biraz yeşil bezelye vardı. - On the plate was a piece of chicken, a potato and some green peas.

chick
cüce
chick
yavru kuş
chick
güzel kız
chick
yavru
chick
(Hayvan Bilim, Zooloji) Kuş yavrusu
chick
{i} kız

Maşa kullanmadan tavuk kızartabilen bir adamın videosunu izledim. - I saw a video of a man who can fry chicken without using tongs.

Tom, kızarmış tavuk seviyor. - Tom loves fried chicken.

chick
çocuk

Su çiçeği çocuklarda yaygın bir hastalıktır. - Chicken pox is a common sickness in children.

Ben bir çocukken suçiçeği geçirdim. - I had chicken pox as a kid.

chick
genç kız
İngilizce - İngilizce
chick

Three cool chicks / Are walking down the street / Swinging their hips — song Three Cool Cats by Jerry Leiber and Mike Stoller.