Gezilerinde çok bagaj taşımaz.
- He doesn't carry much baggage on his trips.
Adımına dikkat et, yoksa bagajda yoculuk yapacaksın.
- Watch your step, or else you will trip on the baggage.
Yanında çok valiz aldı.
- She took a lot of baggage with her.
Benim yalnızca bu valizim var.
- I only have this baggage.