Güzel bir gündü ama parkta çok az kişi vardı.
- It was a pleasant day, but there were few people in the park.
Başkalarına güzel bir şekilde davranmak benim için çok zordu.
- It was hard for me to act pleasantly to others.
Sesi dinlemek için hoş.
- Her voice is pleasant to listen to.
Seni burada görmek ne hoş sürpriz!
- What a pleasant surprise to see you here!
O çok keyifli görünüyor.
- He seems very pleasant.
Sevgi dolu yaşlı bir çifti izlemek keyifli.
- It is pleasant to watch a loving old couple.