O, ormanda yürüdüğünü, yabani çiçekler aradığını söyledi.
- She said she was walking through the woods, looking for wild flowers.
Bir kütüğün altında bazı yabani mantarlar buldum.
- I found some wild mushrooms under the log.
Güneş vahşi bir renk aleviyle batıyor.
- The sun goes down in a wild blaze of color.
Bazı vahşi kediler komşumun evinin altında yaşarlar.
- Some wild cats live under my neighbor's house.
Çölde tek başına hayatta kalabilir misin?
- Could you survive alone in the wilderness?
Örgüt, yaban hayatı korumasında başlıca rol oynar.
- The organization plays a principal role in wildlife conservation.
Bölge, manzarası ve yaban hayatı ile ünlüdür.
- The area is notable for its scenery and wildlife.
Avcılık oyunu bu huzurlu vahşi doğada yasaklanmıştır.
- Hunting game is forbidden in this tranquil wilderness.
Sami, geniş Rus vahşi doğasında yürüyüşe çıkmayı seviyordu.
- Sami loved hiking in the vast Russian wilderness.
Tüketici fiyat endeksi çılgınca dalgalanıyor.
- The consumer price index has been fluctuating wildly.
Kalbi çılgınca çarpıyordu.
- His heart was beating wildly.
Parti oldukça tenhaydı.
- The party was pretty wild.
She of nought affrayd, / Through woods and wastnesse wide him daily sought.