Bu eşyaları çok yüksek bir fiyata satın aldı.
- You bought these articles at too high a price.
Vergiden muaf eşyaların var mı?
- Do you have any tax-free articles?
Bu mallar gümrük vergisinden muaftır.
- These articles are all exempt from duty.
Grevler hakkında makaleler yazıyorum.
- I am writing articles about strikes.
Bir makale yazıyorum.
- I am writing an article.
Bugünkü gazetede baş makaleyi okudun mu?
- Have you read the leading article in today's paper?
Bu makale hakkında düşündüklerini lütfen bana söyle.
- Please tell me what you think about this article.
İsimler, zamirler, fiiller, sıfatlar, zarflar, makaleler, edatlar, bağlaçlar, ve ünlemler İngilizcede konuşma parçalarıdır.
- Nouns, pronouns, verbs, adjectives, adverbs, articles, prepositions, conjunctions, and interjections are the parts of speech in English.
O dilde bilimsel bir yazı okudum ve neredeyse her şeyi anladım ama başlangıç seviyesindekiler için yazılmış bir hikayeyi okumaya çalıştığımda hiçbir şey anlamadım.
- I read an academic article in that language and understood almost everything, but when I tried reading a story for beginners I understood nothing.
Çantasında çeşitli şeyler var.
- There are a variety of articles in her purse.
Sözleşme maddesini yine oku.
- Read the article again.
Japonya umarım anayasasının 9. maddesine uyar.
- I hope that Japan will abide by Article 9 of her Constitution.
She's a prime article (whip slang), she's a devilish good piece, a hell of a goer.