O bir garson ve bir aktördür.
- He is a waiter and an actor.
Tom garsondan bir fincan kahve daha istedi.
- Tom asked the waiter for another cup of coffee.
Garsonlar birbirlerine çarptılar ve tepsilerini düşürdüler.
- The waiters bumped into each other and dropped their trays.
Tom martinisini bitirdi ve bardağı garsonun tepsisine koydu.
- Tom polished off his martini and put the glass on the waiter's tray.
Bir böbrek taşım vardı.
- I had a kidney stone.
Tüm kanımız yaklaşık günde altmış kez böbreklerimizden geçer.
- All our blood passes through our kidneys about sixty times a day.
Waiter! There's a fly in my soup.