a variable or object whose value doesn't change

listen to the pronunciation of a variable or object whose value doesn't change
İngilizce - Türkçe

a variable or object whose value doesn't change teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

constant
değişmez
constant
{s} sabit

Birçok astronom çeşitli farklı teknikler kullanarak Hubble sabitini ölçmek için çok çalışıyor. - Many astronomers are working hard to measure the Hubble constant using a variety of different techniques.

Kapalı bir sistem içerisinde bulunan enerjilerin toplamı sabit kalır. - In a closed system the sum of the contained energies remains constant.

constant
{s} daimi

Evi terk ettiğinden beri hayat onun için daimi bir mücadele haline geldi. - Life seems to have been a constant struggle for her ever since she left home.

Bu daimi bir sorundur. - This is a constant problem.

constant
{s} sürekli

O çocuğun sürekli çığlığı saçlarımı ağarttı. - That child's constant screaming gives me gray hairs.

O, sürekli nevraljiden acı çekmektedir. - She suffers from constant neuralgia.

constant
sabit olan şey
constant
kararlı
constant
aralıksız
constant
sabit katsayı
constant
değişmez katsayı
constant
hakikatli
constant
sebatkâr
constant
direşimli
constant
constantly daima
constant
{s} sadık
constant
(sıfat) daimi, sabit, değişmez, sürekli; ısrarlı, sebatlı, sadık, vefalı; durağan
constant
{s} sebatlı
constant
{s} vefalı
constant
{s} sürekli, devamlı
İngilizce - İngilizce
constant
a variable or object whose value doesn't change

    Heceleme

    a va·ri·a·ble or ob·ject whose val·ue does·n't change

    Türkçe nasıl söylenir

    ı veriıbıl ır ıbcekt huz välyu dʌzın çeync

    Telaffuz

    /ə ˈverēəbəl ər əbˈʤekt ˈho͞oz ˈvalyo͞o ˈdəzən ˈʧānʤ/ /ə ˈvɛriːəbəl ɜr əbˈʤɛkt ˈhuːz ˈvæljuː ˈdʌzən ˈʧeɪnʤ/