a unit responsible for gathering and interpreting information about an enemy

listen to the pronunciation of a unit responsible for gathering and interpreting information about an enemy
İngilizce - Türkçe

a unit responsible for gathering and interpreting information about an enemy teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

intelligence
{i} akıl

Ünlü biri hayal akıldan daha önemlidir dedi. - Someone famous said that imagination is more important than intelligence.

intelligence
istihbarat

Ben istihbarat birliklerinde görev yaptım. - I served in the intelligence corps.

Pakistan istihbaratı gerçekten teröristin nerede olduğu hakkında bir şey biliyor muydu? - Did Pakistani intelligence really know nothing about the terrorist's whereabouts?

intelligence
anlak
intelligence
istihbari (bilgi)
intelligence
haber alma
intelligence
{i} beyin
intelligence
(Askeri) (NATO) İSTİHBARAT: Yabancı ülkeler, düşman veya muhtemel düşman kuvvetler veya unsurlar, veya gerçek veya muhtemel harekat bölgeleri hakkındaki bilginin işlenmesi sonucu çıkan ürün. Terim, bu sonucu veren faaliyet, bu tip faaliyetle ilgili kuruluşlar içinde geçerlidir. Bak. "basic intelligence", "combat intelligence", "security intelligence"; "strategic intelligence", "target intelligence", "technical intelligence"
intelligence
{i} bilgi

Zeka ve bilgi iki çok farklı şeydir. - Intelligence and knowledge are two very different things.

Facebook'a üye olursanız, bilgileriniz istihbarat örgütlerine gönderilecektir. - If you sign up to Facebook, your information will be sent to intelligence agencies.

intelligence
{i} anlama

Onu anlamak için çok zekaya ihtiyacın yok. - You don't need much intelligence to understand that.

intelligence
öIçülmüş zeka derecesini gösteren rakam
intelligence
intelligence quotient zekâ bölümü
intelligence
intelligence bureau istihbarat bürosu
intelligence
{i} haber; bilgi
intelligence
{i} zekâ sahibi
intelligence
intelligen
intelligence
{i} kafa
intelligence
intelliqence service istihbarat teşkilâtı
intelligence
(isim) anlayış, beyin, zekâ, akıl, akıllılık, zekilik, akıllı kimse, anlama, idrak, kafa, bilgi, haberalma, istihbarat
intelligence
{i} zekilik
İngilizce - İngilizce
intelligence
a unit responsible for gathering and interpreting information about an enemy

    Heceleme

    a Unit re·spon·si·ble for gath·er·ing and interpreting in·for·ma·tion a·bout an en·e·my

    Türkçe nasıl söylenir

    ı yunıt rispänsıbıl fôr gädhırîng ınd întırpretîng înfôrmeyşın ıbaut ın enımi

    Telaffuz

    /ə ˈyo͞onət rēˈspänsəbəl ˈfôr ˈgaᴛʜərəɴɢ ənd ˈəntərˌpretəɴɢ ənˈfôrˈmāsʜən əˈbout ən ˈenəmē/ /ə ˈjuːnət riːˈspɑːnsəbəl ˈfɔːr ˈɡæðɜrɪŋ ənd ˈɪntɜrˌprɛtɪŋ ɪnˈfɔːrˈmeɪʃən əˈbaʊt ən ˈɛnəmiː/