a unit of ownership in an investment or a company

listen to the pronunciation of a unit of ownership in an investment or a company
İngilizce - Türkçe

a unit of ownership in an investment or a company teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

share
paylaşmak

Tatlımı benimle paylaşmak ister misin? - Do you want to share my dessert with me?

Şimdilik, bu odayı arkadaşım ile paylaşmak zorundayım. - For the time being, I must share this room with my friend.

share
Paylaşım

Bu şehrin kamusal bisiklet paylaşım programı vardır. - This city has a public bike share program.

share
{f} ortak kullanmak
share
istihkak
share
hak

O, payını hak ediyor. - He deserves his share.

Daha çok şeyler hakkında aynı hisleri paylaşıyor gibi göründüğümüzden onunla anlaşmaya vardım. - I got together with her mainly because we seemed to share the same feelings about things.

share
(Kanun) ortaklık

Bizim sorunlarımız ortaklık ile ele alınmalıdır; ilerleme paylaşılmalıdır. - Our problems must be dealt with through partnership; progress must be shared.

share
(Bilgisayar) paylaştır
share
paylaşımda bulunmak
share
{f} bölüşmek
share
üleş
share
taksim etmek
share
{i} kâr payı

Kar payını talep etti. - He claimed his share of the profits.

Tom'un kar payı vardı. - Tom had a share in the profits.

share
aksiyon
share
hisse senedi

Hisse senedi fiyatları bu son ay dengesizdi. - Share prices have been erratic this last month.

share
hisse/pay
share
(isim) pay, hisse, sermaye payı, katılım, kâr payı, hisse senedi, saban demiri
share
{i} sermaye payı
share
bölüştürmek
share
{f} anlatmak, söylemek
share
(fiil) paylaşmak, bölüşmek, katılmak, iştirak etmek, ortak kullanmak
İngilizce - İngilizce
share
a unit of ownership in an investment or a company

    Heceleme

    a Unit of own·er·ship in an in·vest·ment or a com·pa·ny

    Türkçe nasıl söylenir

    ı yunıt ıv ōnırşîp în ın învesmınt ır ı kʌmpıni

    Telaffuz

    /ə ˈyo͞onət əv ˈōnərˌsʜəp ən ən ənˈvesmənt ər ə ˈkəmpənē/ /ə ˈjuːnət əv ˈoʊnɜrˌʃɪp ɪn ən ɪnˈvɛsmənt ɜr ə ˈkʌmpəniː/