a unit of education covering a single topic

listen to the pronunciation of a unit of education covering a single topic
İngilizce - Türkçe

a unit of education covering a single topic teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

module
(Bilgisayar) modülü

1969'da Neil Armstrong ve Buzz Aldrin, Ay Modülü Eagle'la ay yüzeyine indiğinde, Amerika Birleşik Devletleri galip geldi. - In 1969, the United States won when Neil Armstrong and Buzz Aldrin landed the Lunar Module Eagle on the Moon's surface.

Bir modül basit alt modülün toplamı ise semisimple olduğu söylenir. - A module is said to be semisimple if it is the sum of simple submodules.

module
modül mobilya
module
ölçü birimi
module
(uzay aracında) modül
module
mikyas
module
{i} esas kısım
module
{i} modül

Bir modül basit alt modülün toplamı ise semisimple olduğu söylenir. - A module is said to be semisimple if it is the sum of simple submodules.

Bu modül ile Enter tuşunun bir olay oluşturmasını sağlayabilirsiniz. - With this module you can make the Enter key generate an event.

module
ay modülü

1969'da Neil Armstrong ve Buzz Aldrin, Ay Modülü Eagle'la ay yüzeyine indiğinde, Amerika Birleşik Devletleri galip geldi. - In 1969, the United States won when Neil Armstrong and Buzz Aldrin landed the Lunar Module Eagle on the Moon's surface.

module
{i} kapsül
module
kompütör veya diğer makinalarda standart kısım
module
ölçü esası
module
modül (VM'de), birim
module
{i} kip
module
çap
module
moon module aya iniş kapsülu
module
reentry module dünyaya dönüş kapsülü
module
(Askeri) MODÜL: İkmal ve montaj, çalıştırma ve bakım işlerini kolaylaştırmak için tek bir unsur olarak kullanılması planlanmış bir parça, komple parça veya ana parça. Bu parça; onarıma ya elverişli veya elverişsiz (kaldır at) olabilir
module
bir feza gemisinin her bir kısmı
İngilizce - İngilizce
module
a unit of education covering a single topic

    Heceleme

    a Unit of Educa·tion co·ver·ing a sin·gle top·ic

    Türkçe nasıl söylenir

    ı yunıt ıv ecyukeyşın kʌvrîng ı sînggıl täpîk

    Telaffuz

    /ə ˈyo͞onət əv ˌeʤyo͞oˈkāsʜən ˈkəvrəɴɢ ə ˈsəɴɢgəl ˈtäpək/ /ə ˈjuːnət əv ˌɛʤjuːˈkeɪʃən ˈkʌvrɪŋ ə ˈsɪŋɡəl ˈtɑːpɪk/