Onların verdiği akşam yemeği kötü pişirilmişti.
- The dinner they served was badly cooked.
Biftek mükemmel pişirilmişti.
- The steak was cooked to perfection.
İki erkek çocuk yemeklerini kendi aralarında pişirdi.
- The two boys cooked their meal between them.
Mary gerçekten harika. O benim için harika bir yemek pişirdi ve bulaşıkları bile kendisi yıkadı.
- Mary is really great. She cooked a wonderful meal for me and even washed the dishes herself.