On, yirmi, otuz, kırk, elli, altmış, yetmiş, seksen, doksan, yüz.
- Ten, twenty, thirty, forty, fifty, sixty, seventy, eighty, ninety, one hundred.
Köprünün eni otuz metre.
- The bridge is thirty meters in width.
Tom dün bana otuzdan fazla mesaj yazdı.
- Tom wrote me more than thirty messages yesterday.
Yaklaşık iki otuzda Kobe'ye vardım.
- I arrived in Kobe around two thirty.