a sumptuous meal, treat or entertainment

listen to the pronunciation of a sumptuous meal, treat or entertainment
İngilizce - Türkçe

a sumptuous meal, treat or entertainment teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

feast
{i} ziyafet

Sen benim gözlerim için bir ziyafetsin. - You are a feast for my eyes.

Geleneksel Vietnam ziyafetlerinin yaşayan müzeler olduğunu söylüyorlar. - They say that traditional Vietnamese feasts are living museums.

feast
şölen

Böyle bir şölen krallara yakışır! - A feast like this is fit for a king!

feast
bayram

Onun güzel sesi kulaklar için gerçek bir bayramdı. - Her lovely voice was a real feast to the ears.

Bayram bütün gece sürecekti. - The feast was to last all night.

feast
{f} tadını çıkarmak
feast
{f} ziyafet vermek
feast
{f} haz almak
feast
{f} ağırlamak
feast
{f} zevk almak
feast
{f} doya doya yapmak
feast
{f} eğlendirmek
feast
yiyip içmek
feast
toy
feast
iyi beslemek
feast
doyasıya yemek
feast
yortu
feast
(fiil) ziyafet vermek, ağırlamak, eğlendirmek, ziyafet çekmek, doya doya yapmak, tadını çıkarmak, zevk almak, haz almak
feast
{f} ziyafette yiyip içmek, doyasıya yemek
feast
(isim) bayram, yortu, festival, şölen, ziyafet
İngilizce - İngilizce
{n} feast
a sumptuous meal, treat or entertainment