Biz patlama duyduk ve evin tutuştuğunu gördük.
- We heard the explosion and saw the house burst into flames.
Şükran Günü'nden bir önceki gün süpermarketler patlamaya hazır.
- The day before Thanksgiving, the supermarkets are full to bursting.
Bizim su boruları patlamış.
- Our water pipes burst.
Kalabalıktan muazzam bir tezahürat patladı.
- A mighty cheer burst from the crowd.
Tom birden ağlamaya başladı.
- Tom burst out crying.
Öyle güzel bir fıkraydı ki, herkes birden kahkahayı bastı.
- It was such a nice joke that everybody burst out laughing.