Biz Japon tarihini incelemek için müzeye gittik.
- We went to the museum to study Japanese history.
Bir portre yapmaya hazırlanırken, arkadaşlarım konuyu yakından incelemek için bir sürü fotoğraf çeker.
- In preparation for painting a portrait, my friend takes many photographs in order to study the subject closely.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
- Before going to study in Paris, I have to brush up on my French.
Tarih çalışmayı severim.
- I like studying history.
Yarın on saat çalışmak zorunda kalacağım.
- I'll have to study ten hours tomorrow.
O kadar çok televizyon izlemeseydi, çalışmak için daha fazla zamanı olurdu.
- If he did not watch so much television, he would have more time for study.
Okyanus araştırmasının geleceğini onun geçmişiyle tahmin edeceksek birçok heyecan verici keşifleri elbette dört gözle bekleriz.
- If we are to judge the future of ocean study by its past, we can surely look forward to many exciting discoveries.
Araştırma turuna katıldım.
- I joined the study tour.
Öğrenim yapmak gerçekten kolay bir şey değildir.
- Studying really isn't something easy.
Öğrenim yapmak için yurtdışına giden öğrenci sayısı her yıl artmaktadır.
- The number of students going abroad to study is increasing each year.
Profesör Kay kırk yıldır böcekleri araştırmaktadır.
- Professor Kay has been studying insects for forty years.
Bilimin gerçek tanımı, dünyanın güzelliğini araştırmaktır.
- The real definition of science is that it's the study of the beauty of the world.
Öğrenmek için her gün okula gider.
- He goes to school to study every day.
Yabancı bir dil öğrenmek zordur.
- Studying a foreign language is hard.
Sık sık kendini çalışma odasına kapatır ve böyle şeyler yazar.
- He often shuts himself up in the study and writes things like this.
Yazar çalışma odasında kendini öldürdü.
- The author killed himself in his study.
Tom Fransızca öğrenme niyetiyle Fransaya geldi.
- Tom came to France with the intention of studying French.
Çok çalışmalısın ve çok şey öğrenmelisin.
- You must study hard and learn many things.
Neden yurtdışında öğrenim görmek istiyorsunuz?
- Why do you want to study abroad?
Almanya'da öğrenim görmek istiyor musun?
- Do you want to study in Germany?
Bir portre yapmaya hazırlanırken, arkadaşlarım konuyu yakından incelemek için bir sürü fotoğraf çeker.
- In preparation for painting a portrait, my friend takes many photographs in order to study the subject closely.
Diğer galaksilerde hayat olsa bile, insanın onları incelemek için ışık hızında seyahat etmesi imkansızdır.
- Even if there is life in other galaxies, it is impossible for man to travel at the speed of light to study them.
Biz aynı sınıfta İngilizce öğrenimi görmekteyiz.
- We study English in the same class.
Tarih çalışmayı severim.
- I like studying history.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
- Before going to study in Paris, I must brush up on my French.
On aydır Çin'de okumaktayım.
- I've been studying in China for ten months.
Üniversitede ne okumak istiyorsun?
- What do you want to study at college?
Çalışma yapmak için çok yorgunum.
- I'm too tired to do study.
On aydır Çin'de okumaktayım.
- I've been studying in China for ten months.
Üniversitede ne okumak istiyorsun?
- What do you want to study at college?
Tom yaşamını bu olguyu incelemeye adamış.
- Tom devoted his life to the study of this phenomenon.
Yıldızları incelemek için bir gözlemevi yaptı.
- He built an observatory to study the stars.
Kütüphanede çalışmayı denemek isteyebilirsin.
- You might want to try studying in the library.
Biraz daha çok çalışmayı denemeni tavsiye ediyorum.
- I recommend you try studying a bit harder.
Öğretmenin konuşması, Mary'nin daha sıkı çalışması için gayrete getirir.
- The teacher's talk stimulates Mary to study harder.
Biologists study living things.
I need to study my biology notes.
The study of languages is fascinating.
Thenne the kyng sat in a study and bad his men fetche his hors as faste as euer they myghte.
I study medicine at the university.
He studied the map in preparation for the hike.
I made a careful study of his sister.
My study was to avoid disturbing her.
... study says what, if it shouldn't add up. If somehow when you get in there, there isn't ...
... thank you Standley I mean study now ...