a structure from which an artificially produced jet of water arises

İngilizce - Türkçe

a structure from which an artificially produced jet of water arises teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

İlgili Terimler

fountain

{i} çeşme

Genç bir kadın çeşmenin önünde şarkı söyleyip gitar çalıyordu. - A young woman was singing and playing the guitar in front of the fountain.

İstasyonun önünde bir çeşme vardır. - There is a fountain in front of the station.

fountain

{i} kaynak

fountain

{i} pınar

Şimdi çocuk zaten pınara düştü. - Now the child has already fallen in the fountain.

fountain

{i} memba

fountain

{i} fıskıye

fountain

drinking fountain içmek için suyu yukarıya fışkırtan çeşme

fountain

kaynak/fıskiye

fountain

fountainhead pınar başı

fountain

dolmakalem

Güzel bir altın dolmakalemim var. - I have a nice golden fountain pen.

Dolmakalemle yazmayı severim. - I like writing with a fountain pen.

fountain

fıskiye

fountain

asıl

fountain

köken

İngilizce - İngilizce

a structure from which an artificially produced jet of water arises teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

fountain

Heceleme

a struc·ture from which an ar·ti·fi·cial·ly pro·duced jet of wa·ter arises

Türkçe nasıl söylenir

ı strʌkçır fırm hwîç ın ärtıfîşıli prıdust cet ıv wôtır ırayzız

Telaffuz

/ə ˈstrəkʧər fərm ˈhwəʧ ən ˌärtəˈfəsʜəlē prəˈdo͞ost ˈʤet əv ˈwôtər ərˈīzəz/ /ə ˈstrʌkʧɜr fɜrm ˈhwɪʧ ən ˌɑːrtəˈfɪʃəliː prəˈduːst ˈʤɛt əv ˈwɔːtɜr ɜrˈaɪzəz/