a structure bordering the water area in which boats lie; see pier and wharf

İngilizce - Türkçe

a structure bordering the water area in which boats lie; see pier and wharf teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

İlgili Terimler

dock

{f} doka çekmek

dock

rıhtım

Tom sadece rıhtımda oturmaktan ve martıları izlemekten hoşlanıyor gibi görünüyor. - Tom seems to enjoy just sitting on the dock and watching the seagulls.

Dev tanker az önce rıhtımdan ayrıldı. - The huge tanker has just left the dock.

dock

{i} gemi havuzu

dock

limana girmek

dock

{f} azaltmak

dock

(Bilgisayar) yapışık

dock

{i} tersane

dock

havuza girmek

dock

doka girmek

dock

sanık yeri mahkemede

dock

(Askeri) yanaşlık

dock

(gemi) limana girmek

dock

{f} uzayda kenetlenmek

dock

{i} yük rampası

dock

patience dock labada

dock

mahkemede sanık yeri

dock

ot/sanık yeri/dok

dock

{f} kesmek

dock

kısmak

dock

Rumex patientia sour dock kuzukulağı

İngilizce - İngilizce

a structure bordering the water area in which boats lie; see pier and wharf teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

dock

Heceleme

a struc·ture bordering the wa·ter ar·e·a in which boats lie; see pier and wharf