a stringed instrument or the person playing that instrument

listen to the pronunciation of a stringed instrument or the person playing that instrument
İngilizce - Türkçe

a stringed instrument or the person playing that instrument teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

string
{i} sicim

Polis, sahnenin arkasında sicim çeken biri olduğunu söylüyor. - The police say there's someone pulling string behind the scenes.

Ne kadar sicime ihtiyacın var? - How much string do you need?

string
{i} dizi

Bir dizi felaket bölgeyi vurdu. - A string of disasters struck the region.

string
tel

Piyano tellerinden birisi kırılmış. - One of the piano strings is broken.

Gitarımdaki bir tel kırıldı. - A string on my guitar broke.

string
kılçık
string
ç
string
karakter dizisi
string
(Tekstil) ip, sicim
string
saz teli
string
{f} (boncuk v.b.'ni) ipe dizmek
string
{f} sıralamak
string
{f} (telli çalgıya/piyanoya) tel takmak
string
dizgi,v.ipe diz: n.ip
string
(Askeri) ÜSTTEN KADEMELİ UÇUŞ DÜZENİ: Uçakların tam birbiri arkasından ve kademeli olarak; yani gerideki uçaklar öndekilerden daha yüksekte olmak üzere, aldıkları uçuş düzeni
string
yaylı sazlar

Tom yaylı sazlar dörtlüsü duyduğunda sık sık Mary'yi düşünür. - Tom often thinks of Mary when he hears a string quartet.

string
{f} aldatmak
string
{f} takmak tel
string
{i} (Bilgisayar) dizgi
string
{i} kordon
string
{i} (telli çalgılarda) tel/kiriş; (piyanoda) tel
string
{i} damar (yaprak)
İngilizce - İngilizce
string
a stringed instrument or the person playing that instrument

    Heceleme

    a stringed in·stru·ment or the per·son playing that in·stru·ment

    Türkçe nasıl söylenir

    ı strîngd înstrımınt ır dhi pırsın pleyîng dhıt înstrımınt

    Telaffuz

    /ə ˈstrəɴɢd ˈənstrəmənt ər ᴛʜē ˈpərsən ˈplāəɴɢ ᴛʜət ˈənstrəmənt/ /ə ˈstrɪŋd ˈɪnstrəmənt ɜr ðiː ˈpɜrsən ˈpleɪɪŋ ðət ˈɪnstrəmənt/