Tom bir sicim kuramcısı.
- Tom is a string theorist.
Ne kadar sicime ihtiyacın var?
- How much string do you need?
Bir dizi felaket bölgeyi vurdu.
- A string of disasters struck the region.
Tom aldığı eski gitara yeni teller taktı.
- Tom put new strings on the old guitar that he had just bought.
Gitarımdaki bir tel kırıldı.
- A string on my guitar broke.
Tom yaylı sazlar dörtlüsü duyduğunda sık sık Mary'yi düşünür.
- Tom often thinks of Mary when he hears a string quartet.