O çalmaktan suçludur.
- He is guilty of stealing.
Tom işçiyi çalmakla suçladı.
- Tom accused the employee of stealing.
Hırsızlık yaparken yakalandı.
- He was caught in the act of stealing.
Bana nasıl hırsızlık yapılacağını öğretebilir misin?
- Can you teach me how to steal?
O, benim paramı çalmaz, ona güvenim var.
- He will not steal my money; I have faith in him.
Kasadan parayı çaldığı için çocuğu bağışladım.
- I forgave the boy for stealing the money from the safe.
Bu gerçek bir kelepir.
- This is a real steal.
The catcher caught the wild pitch and threw the ball to second, just in time, preventing another stolen base.