a state of mental perplexity or worried thought

listen to the pronunciation of a state of mental perplexity or worried thought
İngilizce - Türkçe

a state of mental perplexity or worried thought teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

study
çalışmak

Dışarıdaki gürültü sinirime dokunduğu için canım çalışmak istemedi. - I didn't feel like studying because the noise outside was getting on my nerves.

O kadar çok televizyon izlemeseydi, çalışmak için daha fazla zamanı olurdu. - If he did not watch so much television, he would have more time for study.

study
{i} tetkik
study
{i} görülecek şey
study
{i} çalışma odası

Sık sık kendini çalışma odasına kapatır ve böyle şeyler yazar. - He often shuts himself up in the study and writes things like this.

Babam bir garajı bir çalışma odasına dönüştürdü. - My father converted a garage into a study.

study
öğrenme

Çok çalışmalısın ve çok şey öğrenmelisin. - You must study hard and learn many things.

Çince öğrenmek çok zor gibi görünse de, düşündüğünüz kadar zor değil. - Although it seems very difficult to study Chinese, it's not as hard as you think.

study
okulda okumak
study
etüt etmek
study
inceleme

Bir portre yapmaya hazırlanırken, arkadaşlarım konuyu yakından incelemek için bir sürü fotoğraf çeker. - In preparation for painting a portrait, my friend takes many photographs in order to study the subject closely.

Diğer galaksilerde hayat olsa bile, insanın onları incelemek için ışık hızında seyahat etmesi imkansızdır. - Even if there is life in other galaxies, it is impossible for man to travel at the speed of light to study them.

study
(çimke) bandıkmak
study
{f} gözetmek
study
{f} çalışma yapmak

Çalışma yapmak için çok yorgunum. - I'm too tired to do study.

study
(isim) öğrenim, tahsil, tetkik, çalışma, inceleme, araştırma, araştırma konusu, görülecek şey, çalışma odası, taslak, eskiz, deneme, ön çalışma, etüt, rol ezberleme
study
{i} taslak
study
{f} çabalamak
study
{f} öğrenmek

İngilizce öğrenmek için Amerika'ya gitti. - He went to America to study English.

Öğrenmek için her gün okula gider. - He goes to school to study every day.

study
{i} müz. etüt
study
{i} ön çalışma
study
(fiil) eğitimini görmek, okumak, öğrenmek, çalışmak, çalışma yapmak, araştırmak, incelemek, gayret etmek, çabalamak, gözetmek, saygılı olmak
study
araştırma konusu veya sahası
study
alıştırma taslak
İngilizce - İngilizce
study

Thenne the kyng sat in a study and bad his men fetche his hors as faste as euer they myghte.

a state of mental perplexity or worried thought

    Heceleme

    a state of men·tal per·plex·i·ty or wor·ried thought

    Türkçe nasıl söylenir

    ı steyt ıv mentıl pırpleksıti ır wırid thôt

    Telaffuz

    /ə ˈstāt əv ˈmentəl pərˈpleksətē ər ˈwərēd ˈᴛʜôt/ /ə ˈsteɪt əv ˈmɛntəl pɜrˈplɛksətiː ɜr ˈwɜriːd ˈθɔːt/