a stage of rank or privilege; social standing

listen to the pronunciation of a stage of rank or privilege; social standing
İngilizce - Türkçe

a stage of rank or privilege; social standing teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

degree
{i} derece

O bir doktora derecesi aldı. - She received a doctor's degree.

Termometre sıfırın altında üç derece olarak okuyor. - The thermometer reads three degrees below zero.

degree
{i} rütbe

Onun büyük babası yüksek rütbeli bir askerdi. - His grandfather was a soldier of high degree.

degree
{i} aşama
degree
{i} diploma

Bir üniversite diplomasına sahip olsa da, Tom hademe olarak çalışır. - Even though he has a college degree, Tom works as a janitor.

Tom kimya diplomasına sahiptir. - Tom has a chemistry degree.

degree
{i} ünvan
degree
{i} lisans

Tom yüksek lisansını üç yıl önce aldı. - Tom got his master's degree three years ago.

O matematik alanında yüksek lisans derecesine sahiptir. - He has a master's degree in mathematics.

degree
sıcaklıkölçer
degree
düzey
degree
kademe
degree
öğrenim derecesi
degree
derece derece
degree
by degrees yavaş yavaş
degree
(isim) derece, lisans, diploma, ünvan, rütbe, karşılaştırmalı üstünlük derecesi [dilb.]; aşama, evre; sıralı notalar
degree
{i} evre
degree
{i} fiz., (Geometri) derece
degree
üstünlük dere
degree
degree of latitudeparalel derecesi degree of longitude meridyen derecesi
degree
comparative degree mukayese derecesi
degree
{i} karşılaştırmalı üstünlük derecesi [dilb.]
degree
{i} derece, basamak, aşama, rütbe, mertebe
İngilizce - İngilizce
degree

Master, we knowe that thou sayest, and teachest ryght, nether considerest thou eny mannes degre, but techest the waye of god truely.