İngilizce - Türkçe
a spot of land that has not been claimed by a pioneer teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- frontier
- sınır
Çok sayıda aile sınırda yeni bir hayat kurmak için batıya gitti.
-Many families went west to make a new life on the frontier.
1880'lerde burası haşin bir sınır kasabasıydı.
-In the 1880's, this was a harsh frontier town.
- frontier
- {i} hudut
- frontier
- ilimde keşif sahası
- frontier
- (Askeri) KIYI SINIR BÖLGESİ: Bak. "coastal frontier"
- frontier
- hudut bölgesi
- frontier
- sınırda olan
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
a spot of land that has not been claimed by a pioneer teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- frontier
a spot of land that has not been claimed by a pioneer
Heceleme
a spot of Land that has not been claimed by a pi·o·neerTürkçe nasıl söylenir
ı spät ıv länd dhıt hız nät bın kleymd bay ı payınîrTelaffuz
/ə ˈspät əv ˈland ᴛʜət həz ˈnät bən ˈklāmd ˈbī ə ˌpīəˈnər/ /ə ˈspɑːt əv ˈlænd ðət həz ˈnɑːt bən ˈkleɪmd ˈbaɪ ə ˌpaɪəˈnɪr/
Resimler
Favoriler