a spor

listen to the pronunciation of a spor
İngilizce - Türkçe

a spor teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

spor
(Tıp) spor
Türkçe - Türkçe

a spor teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

spor
Kişisel veya toplu oyunlar biçiminde yapılan, genellikle yarışmaya yol açan, bazı kurallara göre uygulanan beden hareketlerinin tümü
spor
Kullanışı rahat, kolay olan
spor
Çiçeksiz bitkilerde üreme organı
spor
Kullanışı rahat, kolay olan: "Hiç değilse, spor bir ceket ister şöyle."- H. Taner. Çiçeksiz bitkilerde üreme organı
spor
Bir hücreli hayvanların çok özelleşmiş olan üreme hücresi
Türkçe - İngilizce
a sport
spor
sport

He likes all kinds of sports. - Sporun her türünü sever.

I like to play sport for fun not for competition. - Sporu rekabet için değil zevk için yapıyorum.

spor
{i} sports

I bought a red sports car. - Kırmızı bir spor araba aldım.

In most sports the team that practice hardest usually brings home the bacon. - Çoğu sporlarda en sıkı çalışma yapan takım genellikle eve ekmek parasını getirir.

spor
games
spor
(Tıp) spor
spor
athletic

I want to join an athletic club. - Bir spor kulübüne katılmak istiyorum.

spor
spore
Spor
for sport

I don't go in for sports. - Sporla ilgilenmiyorum.

My brother doesn't go in for sports. - Erkek kardeşim spora ilgi duymaz.

spor
gym

The gym is used for the ceremony. - Spor salonu, tören için kullanıldı.

She did not walk to the gym. - O, spor salonuna yürümedi.

spor
biol. spore
spor
sports, games; sports, sporting
spor
(Tabiat Doğa) (bitki) spore
spor
sporting

Many New Yorkers love their professional sporting teams. - Birçok New Yorklu kendi profesyonel spor takımlarını sever.

Tom owns a sporting goods store. - Tom bir spor ürünleri mağazasına sahip.

spor
shot put
spor
curve
spor
bat

Many top athletes take ice baths after workouts. - Birçok en iyi sporcular egzersizlerden sonra buz banyosu yaparlar.

Some athletes believe that taking an ice bath after a workout or a race allows their body to recover more quickly. - Bazı sporcular bir egzersiz veya yarıştan sonra bir buz banyosu almanın vücutlarının daha çabuk iyileşmesine izin verdiğine inanmaktadırlar.

İtalyanca - İngilizce

a spor teriminin İtalyanca İngilizce sözlükte anlamı

a me
me
a me
me at
Danca - İngilizce

a spor teriminin Danca İngilizce sözlükte anlamı

spor
traces
spor
trace

Tom disappeared without leaving a trace. - Tom forsvandt uden at efterlade sig et spor.

spor
track

The scientists tracked the birds using small radio transmitters on their backs. - Forskerne sporede fuglene med små radiosendere placeret på deres rygge.

spor
tracks
Lehçe - İngilizce

a spor teriminin Lehçe İngilizce sözlükte anlamı

spór
dispute

Nothing is ever done here without dispute. - Nic tutaj nie jest nigdy zrobione bez sporów.

After much negotiation, the two sides in the dispute reached a compromise. - Po wielu negocjacjach, strony sporu osiągnęły kompromis.

spór
dispute over
spór
controversy