Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
İngilizce - Türkçe
a sort of spice, the grain of paradise teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- grain
- {i} tanecik
- grain
- (Mühendislik) tane
Kör bir tavuk bile bir mısır tanesini bulabilir.
-Even a blind chicken can find a grain of corn.
Bir sahilde kum tanelerinin sayısı hesaplanabilir.
-The number of grains of sand on a beach is calculable.
- grain
- tahıl
ABD'den tahıl ithal ederiz.
-We import grain from the United States.
Almanya tahıl ihraç ediyor mu?
-Does Germany export grain?
- grain
- greyn
- grain
- (Gıda) hububat tanesi
- grain
- (Tekstil) kumaş çizgisi
- grain
- zerrecik
- grain
- parça
- grain
- zerre
Onun hikayesinde bir zerre gerçek yok.
-There is not a grain of truth in his story.
- a sort of
- sözümona
- grain
- tohum
Çiftçiler, tahıl tohumlarını ilkbaharda ekerler.
-Farmers sow grain seeds in spring.
- grain
- mermer taklidi boyamak
- grain
- {f} damarlı yapmak
- grain
- {i} (arpa, buğday, mısır v.b.) tane: three grains of wheat üç buğday tanesi
- grain
- {i} (bir ağaç parçasının içindeki)
- grain
- (isim) tane, tahıl, tanecik, zerre, granül, damar, çizgi, damarlı yüzey
- grain
- ağaç damarlarını taklit edercesine boyamak
- grain
- {i} damarlı yüzey
- grain
- (Tıp) Eczacı tartısında 0.065 gram
- grain
- hububat,tohum
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
a sort of spice, the grain of paradise teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- grain
a sort of spice, the grain of paradise
Heceleme
a sort of spice, the grain of par·a·diseTelaffuz
Resimler
Geçmiş
Favoriler