Yükseklerden eskisinden daha az korkuyorum.
- I am less afraid of heights than I was.
Sandığımdan daha az zaman var.
- There is less time than I thought.
Onun daha az şeyi kabulleneceğinden emin değildim.
- I wasn't sure that he would settle for anything less.
Şimdi hakkında endişelenecek daha az şeyimiz var.
- Now we have one less thing to worry about.
Tom yirmi dakikadan daha az bir sürede oraya varmayı başardı.
- Tom was able to get there in less than twenty minutes.
Tom üç haftadan daha az bir süre önce Boston'a vardı.
- Tom arrived in Boston less than three weeks ago.
This is not a happy situation as far as the International Alliance of Theatrical Stage Employes is concerned because it means less jobs for the union's members here at home.