a small shop at a fair; for selling goods or entertainment

listen to the pronunciation of a small shop at a fair; for selling goods or entertainment
İngilizce - Türkçe

a small shop at a fair; for selling goods or entertainment teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

booth
{i} gişe
booth
gişe/kulübe/dükkan
booth
odacık
booth
(Ticaret) stant
booth
salaş
booth
kulübe

Telefon kulübeleri burada çok az bulunur. - Telephone booths are very scarce around here.

Şemsiyemi telefon kulübesinde unutmuşum. - I have left my umbrella in the phone booth.

booth
baraka
booth
satış pavyonu
booth
çadır
booth
{i} (fuarda/sergide) stand
booth
satış pavyonuç
booth
{i} kabin

Tom lokantadaki kabinlerden birinde yalnız oturdu. - Tom sat alone at one of the booths in the diner.

booth
{i} çardak
İngilizce - İngilizce
booth
a small shop at a fair; for selling goods or entertainment